5 Mayıs 2010 Çarşamba

Vesaireler..


Vs.

İstersen baştan yazalım seninle bu hikâyeyi? İmgeler filan şöyle dursun, biraz kızartalım onları süt dökmüş kedi gibi..

Hatta kıralım kalemi, yakalım kâğıtları, defterleri ve vesaireleri

Sen konuş, ben seni dinliyor ayağında sıcak köpüklü bir kahve yapayım.. Gözlerin yerine damlayalım birlikte fincandan,kadehten ve vesaireden..

Ütopik sevdalarımızı yaşatalım dudak kıvrımlarımızda.. Susmakla bitmeyen sessizlik, ölsen de bitmeyen hayat, sonu gelmeyen seviyorumlar ve vesaireler..

Sabahın köründe daha kuşlar uyanmadan ikindi yağmurları .. Ağaçlar çiçek açmaya hazırlanırken; duvarlarını birlikte boyadığımız evin içindeki pencereden görünen hayat.. Boyundan büyük selvi ağaçları, sokak çocuklarının ve mazgallarının bitmek bilmeyen çilesi; yağmurda beraber ıslanıp, güneşten kavrulmaları on beşinde yeni yetme haziranın.. beraber yaşamaları, ağlamaları ve vesaireleri..

Pembe battaniyemizin altında izlediğimiz aşk hayatları.. Bu hikaye burada bitmesin diye nefes nefese teras köşelerindeki romantizmin aşırılığı, uçarılığı ve vesaireliği..

Emine AKTAŞ

2 yorum:

  1. demek ki yazarken gerçekten romantikleşiyorsun.
    sen aşk, özlem, ayrılık yaz bol bol.
    çok özgün dilin.

    YanıtlaSil
  2. ah bunu duymak büyük mutluluk. teşekkürler

    YanıtlaSil